“Bitcoin: Kapitalist bir kabusun ütopik yansıması mı?” — Ben Glinieck

Hasan Tayyar Beşik
6 min readApr 4, 2023

Bu yazı yukarıdaki makaleden altını çizdiğim yerleri içerir.

Yazıdaki istatistiki değerlerden bazıları güncel olmayabilir ancak kimseye zararı dokunmayacak ve yazının anlatmak istediğini değiştirmeyecektir. Buna odaklanmadan konunun ekonomik ve sosyolojik önemi üzerine yönlendirmek isterim.

Kişisel olarak bu yazıyı Bitcoin’e sert bir eleştiri olarak değil sorgulamaya zorlama olarak değerlendiriyorum.

Dijital para birimi Bitcoin son zamanlarda yenilikleri ve son birkaç yıldır fiyatlarındaki olağanüstü yükselişiyle ilgili manşetlere çıktı. Ancak Bitcoin heyecanının ne kadarı yutturmaca ve ne kadarı gercek?

Bitcoin, 2009 yılında ortaya çıkan bir ödeme yöntemi ve dijital para birimidir. “İnternet için nakit para” olarak tanımlanmıştır ve dolaşımdaki toplam bitcoin bedeli şu anda 143 milyar ABD Doları tutarındadır [ref]. Temel özelliklerinden biri, merkezi bir makam ya da banka tarafından para biriminin düzenlenmesini önleyen ademi merkeziyetçi* yapısıdır. Bu özelliği, kontrol veya düzenlemeler olmadan kapitalizmin embriyosu olarak gören ütopyacı liberteryenler tarafından öne çıkarılmaktadır. Ancak modern dünyanın gerçekleri, kapitalizmin gerilemesinin işareti olan kısa vadeli düşünceler ve sorumsuzluklarla dolu bir mikrokosmos resmini çizen Bitcoin, sadece hızlı zengin olma fırsatı olarak da görülmektedir.

Çeviri Notu
adem-i merkeziyetçi: Ingilizce decentralized olarak ifade edilir. Sözlükte “devlet merkezinin gücünü azaltarak yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılmasını savunan siyasi görüş.” olarak tanimlanir ve burada da olarak bu anlamda kullanilmistir. Bitcoin teknolojik olarak adem-i merkeziyetcidir.

Bir çokları Bitcoin’i basitçe zengin olmak için bir fırsat olarak görüyorlar ve bu anlamda Bitcoin kapitalizmin çöküşünde damgasını vuran kısa vadeli sözde korkunun ve sorumsuzluğun mikroskobik bir resmini çiziyor. Böylesi bir olgunun, küresel kapitalist krizin ortasında çıkması şaşırtıcı değildir.

Öncülüğünü Bitcoin ve diğer sözde kripto para birimlerinin çektiği teknoloji, online işlemler söz konusu olduğunda Napster’ın müzik indirmeleri ile başarabildiği kadar ödeme işleminde bir devrim potansiyeli taşıyor . Bununla birlikte, bu teknolojini kapitalizm altında asla tam potansiyeliyle kullanılamayacaktır. Bu teknolojinin bütün olanaklarını büyük çapta kullanabilmek için sosyal ve özgürlükçü planlar yapılması gerekmektedir. Bu planlar da Bitcoin manifestosuna uygun olarak merkezi uygulamalara gidilmeden hayata geçirilmelidir.

Para birimi olarak Bitcoin

Merkezi bankalar tarafından suspanse edilip düzenlenen normal para birimlerinden farkli olarak, Bitcoin ağı, ağı korumak için karşılığında bitcoin alan gönüllüler tarafından sağlanır ( madencilik -mining- denen surec). Para transferleri ise ‘block-chain’ denen sanal bir zincirede saklanir ve bu verinin kopyasinatum Bitcoin kullanicilari teknik olarak sahiptir. Bu merkezi olmayan sistem paranin kisi veya kurumlarca tekel olmasinin onune gecer cunku sistemdeki bir degisiklik tum kullanicilar tarafindan kabul gormek zorundadir.

— Yazinin bu bulumunde Bitcoin’in degerinin ne kadar dalgali olduguna vurgu yapilmaktadir. Ancak ekonomik acidan bakildigindan bu derece ozgur kullanima sahip ve ancak yeterli cogunluga ulasamamis ve hayatin icine girememis bir para biriminin degerinin diger normal para birimlerince degerinin surekli degismesi oldukca normaldir —

Bitcoin’in öncü teknolojisinin, diğer “kripto para birimleri” de dahil olmak üzere, online işlemler konusunda devrim yaratabilecek bir potansiyele sahip olduğuna inananlar bulunmaktadır. Ancak, bu teknolojinin tam potansiyelini kullanmak, özellikle online işlemlerde olduğu gibi, sosyalizmle yatırım yapma planı ve ekonomiyi kar amaçlı değil ihtiyaçlar doğrultusunda geliştirme planı gerektirir.

Bitcoin taraftarları, normal para birimlerinden farklı olarak, Bitcoin ağı gönüllüler tarafından desteklendiği için hiçbir merkezi otoritenin veya hükümetin desteğine ihtiyaç duymadığını belirtmektedir. Ancak, bir bitcoinin değeri inanılmaz derecede dalgalıdır ve birçok kez büyümüş ve sadece birkaç saat içinde %50'ye kadar düşmüştür. Son zamanlarda bir yıl içinde değeri 60 kat artarak 2013 Aralık ayında 1.200 doları aşan Bitcoin’in bugün 650 dolara düşmesiyle sonuçlandı. Bu kadar dalgalı bir varlık, son derece kötü bir para birimi oluşturur. Bitcoin taraftarları, zaman ve Bitcoin’in daha yaygın olarak kabul edilmesi ile para biriminin istikrar kazanacağını iddia ediyor, ancak bu pek olası görünmüyor.

Bitcoin, diğer kripto para birimleri gibi gelecekte ödeme yöntemi olarak daha yaygın olarak kullanılmaya devam edebilir. Ancak, yatırım amaçlı veya para birimi olarak kullanmak, şimdilik doğru bir seçim gibi görünmüyor. Bununla birlikte, teknolojisinin geliştirilmesi ve ilerideki kullanımları, sosyalist bir ekonomik sistem altında, daha ihtiyaç odaklı bir yaklaşımla yürütülürse daha olumlu sonuçlar verebilir.

Değişim Aracı

Metaller gibi kıymetli maddeler, tarih boyunca evrensel ölçü birimi oluşturma ve bir takas aracına dönüştürme görevi için kullanılmıştır. Bu görevlerin her ikisi de yakından bağlıdır. Altın gibi kıymetli metaller, büyük bir değeri (yani sosyal olarak gerekli emek zamanını) nispeten küçük bir ve dayanıklı bir nesneye yoğunlaştırabilir. Altın, nadir bir metal olduğu için, işlenerek takas edilebilir bir mal haline getirilmesi için önemli miktarda sosyal olarak gerekli insan emeği gerektirir. Bu nedenle, diğer malların değerini yansıtmak için çok fazla altın gerektirmez, bu da taşımayı ve ticareti kolaylaştırır. Dayanıklılık özelliği de onu bir takas aracı olarak önermektedir.

Altın açıkça bir para birimi olarak gereken her iki işlevi de yerine getirir; ancak, para birimi olarak takas işlevi, banknotlar veya hatta sadece elektronik transferlerle daha da kolay bir şekilde yerine getirilebilir. Takas aracı olarak para biriminde önemli olan şey, para biriminin içsel değeri değil, hareket ettirilmesinin kolay olmasıdır.

Ancak, değerli malları temsil eden jetonlar malların kendilerinin yerini aldığında, jetonların yalnızca para birimi işlevlerinden biri olan takas aracı olmak üzere yer değiştirdiğini hatırlamak önemlidir. Tüm değerin ölçülebileceği evrensel bir eşdeğerlik işlevi hala sosyal olarak gerekli bir değere sahip bir mallar tarafından yerine getirilmelidir. Banknotlar veya elektronik sinyaller bunu pek taşımadıklarından, para birimi olarak kullanılan jetonlar gerçek bir değere sahip bir mallar tarafından desteklenmelidir, yani sonunda ekonomide dolaşımdaki malların gerçek değerini temsil etmelidirler.

Günümüz dünyasında banknotlar ve elektronik transferler açıkça metal para, örneğin altın ile değiştirilebilir değildir. Bankaya girip on poundluk bir banknotun karşılığında altın talep etmek pek işe yaramayabilir. Bunun yerine, para birimi hükümet tarafından garanti edilir ve bir ülkenin ekonomik gücü tarafından desteklenir. Bugün banknotlar takas aracı olarak para işlevini yerine getirirken, bir ülkenin ekonomisi bütün olarak mal ve hizmetlerin ölçülebileceği ve takas edilebileceği değeri sağlar.

Peki Bitcoin tüm bunların içinde nereye sığdırılabilir? Açıkça bir takas aracıdır ancak bir hükümet veya milli bir ekonomi tarafından desteklenmez. Bitcoin’in bir ekonomik bağı yoktur ve değeri tamamen spekülasyonlar tarafından belirlenir ve yatırımcıların isteklerine göre şekillenir. Bu boş para birimi tamamen çelişkiler tarafından sakatlanmış olduğundan gerçek bir para birimi olarak kabul edilemez.

— Bu bölümde, bir kripto para birimi olan Bitcoin’in para kavramına nasıl uyduğu incelenmektedir. Bitcoin’in bir hükümet ve ulusal bir ekonomi tarafından desteklenmediği, dolayısıyla ekonomik bir bağı bulunmadığından değeri tamamen spekülasyonla ve yatırımcıların isteklerine göre belirlendiği vurgulanıyor. Bitcoin gibi bir para birimi, tamamen tutarsızlıklar tarafından felç edildiği için gerçek bir para birimi olarak kabul edilemeyeceği iddia ediliyor. Fakat kendisi ile çelişen bir yorum. Bu durum yeterli kullanım ve devlet desteği ile aşılabilecektir. Bitcoin’in spekülatif değeri, gerçek bir ekonomik değere sahip olmadığı için, ölçülebilir bir evrensel eşdeğer olarak kabul edilemeyeceği ve bu nedenle, Bitcoin’in değerinin, bir ekonomik çerçeve içinde değerlendirilmesi gereken bir yatırım aracı olarak ele alınabileceği vurgulanıyor.

Bitcoin, toplumdan ayrılamayan veya matematiksel kontrol altına alınamayan bir para birimidir. Hükümetler ve merkez bankaları ekonomiyi düzenlemek için ulusal ekonomilerin kontrolünden vazgeçmeyeceği için, Bitcoin’in geniş kabul görmesi oldukça olası değildir. Belirli bir ekonomide dolaşımdaki para miktarı keyfi olarak belirlenemez, ancak ekonominin gücü ve gelişimi tarafından belirlenir. Bitcoin savunucuları, geleneksel para birimlerine göre avantajının hükümet müdahalesini durdurabilmesi olduğunu açıklıyorlar. Ancak, Bitcoin’in geniş çapta benimsenmesi için insanlara zaten kullandıkları para biriminden daha iyi bir şey sunması gerekiyor. Bitcoin, hackerlara son derece savunmasız ve zaten birçok skandala karışmış durumda.

Makalenin ilerleyen bölümlerinde Bitcoin’in para kavramına karşı soyut tutumunu tartışılıyor çünkü Bitcoin belirli bir ekonomiye bağlı değildir ve Bitcoin’le satın alınabilecek gerçek emtialar bulmak zordur. Bu argümanı kısmen destekliyorum, çünkü Bitcoin, hükümet düzenlemesi ve kontrolünün dışında var olan merkezi olmayan bir dijital para birimidir. Ancak, Bitcoin’in gerçek dünyadan kopuk olması, ekonominin düzgün işleyebilmesi için dolaşımda olması gereken para miktarının belirlenmesini zorlaştırır. Bu nedenle, Bitcoin geleneksel para birimlerinin yerini alamaz, ancak belirli işlemler için alternatif bir ödeme yöntemi olarak hizmet edebilir.

Yazar ayrıca Bitcoin’in kullandığı toplumlardan ayrılamayacağını ve daha geniş ekonomide para kullanan “gerçek” insanların etkisinden dışarı çıkamayacağını savunuyor. Bu argümana da katılıyorum, çünkü para, bireyler ve kurumlar arasındaki ekonomik işlemleri kolaylaştıran bir sosyal yapıdır. Bitcoin’in meşru bir para birimi olarak kabul edilmesi henüz çoğu hükümet ve merkez bankası tarafından tanınmamaktadır. Bitcoin’in daha geniş kabul görmesi için, hükümet düzenlemesi ve Bitcoin’in suç faaliyetleri için bir araç olarak algılanması gibi belirli engellerin aşılması gerektiğine inanıyorum.

Yazar ayrıca Bitcoin’in hacker saldırılarına karşı savunmasız olduğunu ve büyük miktarda Bitcoin’in çalınmasıyla ilgili birkaç yüksek profilli skandal olduğunu belirtiyor. Bu argümana da katılıyorum, çünkü Bitcoin’in güvenliği, kullanıcılar ve yatırımcılar için önemli bir endişedir. Ancak, Bitcoin’in merkezi olmayan ve blok zinciri üzerinde çalışması, merkezi sistemlere dayanan geleneksel ödeme yöntemlerinden daha güvenlidir. Sonuç olarak, Bitcoin para ve finans hakkındaki düşünme şeklimizi devrimleştirebilecek potansiyele sahip olsa da, hala göz ardı edilemeyecek önemli zorluklar ve risklerle karşı karşıya olan, görece yeni ve test edilmemiş bir teknolojidir.

Makalenin devamında yazar bu teknolojinin kontrolünün önemine vurgu yapıyor.

JPMorgan Chase, Bitcoin teknolojisine dayalı bir çevrimiçi ödeme sistemi için patent başvurusunda bulundu ve kapitalizm altında teknolojiyle ilgili sorunları vurguladı. Çevrimiçi işlemlerin nasıl gerçekleştirileceği konusundaki devrim farklı bir teknolojiden değil, kimin teknolojiyi sahip ve kontrol ettiğindeki değişiklikten kaynaklanır. Bitcoin, kabul edilebilir bir para birimi olma veya uzun vadeli bir yatırım seçeneği olma şansına sahip değildir. Üretim araçlarını merkezileştirme ve demokratik kontrol yoluyla toplumsallaştırmak, Bitcoin teknolojisinin potansiyelini gerçekleştirmenin tek yoludur. Bu hareketli dönemde, insanlar gerçek kontrol ve kendi hayatlarının sahipliği için sosyalist devrime yöneliyorlar.

Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz https://www.socialist.net/bitcoin-utopian-reflection-of-a-capitalist-nightmare.htm

--

--

Hasan Tayyar Beşik

GCloud, AWS, Security, NodeJs, Berlin — This blog is mostly technical and multilingual. Be aware of possible and multiple typos!